Bağışıklık sistemini tehdit eden "sessiz patoloji" olan kronik düşük dereceli iltihaplanma
Kronik düşük dereceli inflamasyon, modern tıbbın en büyük zorluklarından biri haline gelmiştir. Tespit edilmesi zor, görünmez bir süreçtir, ancak orta ve uzun vadeli sağlık üzerinde önemli sonuçları vardır. Bugün Corpore Sano'da, Dr. Jorge Planas ile birlikte kronik düşük dereceli inflamasyonun ne olduğunu, sağlık üzerindeki etkilerini ve nasıl tedavi edileceğini tartışacağız.
Darbe veya yaralanmadan sonra oluşan ve ağrılı olsa da onarıcı bir işlevi olan akut iltihabın aksine, kronik düşük dereceli iltihaplanma vücudu sürekli tetikte tutar. Bu durum, kalp, karaciğer, böbrekler veya bağırsaklar gibi hayati organları etkileyerek dokuyu giderek bozabilir.
Zamanla bu iltihaplanma durumu, immünosenesans olarak bilinen bir olguya neden olur: Bağışıklık sisteminin bazı hücreleri işlevini yitirir ve iltihabı şiddetlendiren maddeler salgılayan "zombi hücrelere" dönüşür. Sonuçlar, hipertansiyon ve doku bozulmasından osteoartrit gibi rahatsızlıkların gelişmesine kadar uzanabilir.
Bu durum karşısında, rejeneratif tıp kilit müttefiklerden biri olarak ortaya çıkıyor. Kullandığı araçlar arasında, dokulara oksijen iletebilen ve iltihabı önlemeye veya onunla mücadele etmeye yardımcı olan hiperbarik oda da yer alıyor.
Ancak Dr. Planas, asıl meselenin her hastanın kapsamlı bir değerlendirmesinin yapılması olduğunu, böylece sağlık durumlarının doğru bir şekilde teşhis edilebileceğini ve vücudun kendi rejeneratif kapasitesini artıran kişiselleştirilmiş bir tedavi tasarlanabileceğini vurguluyor.
lavanguardia


